Dom

DOMLAR

Domlar, günümüzde İran, Irak, Suriye, Lübnan, Ürdün, Filistin, Mısır ve Türkiye başta olmak üzere Ortadoğu’da birçok ülkede yaşayan topluluklardır. Genel görüşlere göre 6. ve 9. yy.’larda Hindistan’ın kuzey kesimlerinden savaş, kıtlık, kast sistemi vb. çeşitli nedenlerle Batı’ya doğru göç eden Çingene topluluklarından Ortadoğu’da ve Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde kalan, burada göçebe, yarı göçebe ve yerleşik olarak yaşamlarını sürdüren topluluklardır.

Dom ismi ise Ortadoğu’daki Çingene gruplarca kendi dillerinde kendilerine verdikleri bir adlandırmadır. Konuştukları dile ise Domari denilmektedir. Tarihsel olarak da bakılacak olunursa Hindistan’da en yoksul ve en altta bir kastın ismi olan “Dom”, Çingene toplumunun Hindistan’dan çıkışta Ortadoğu’ya kadar kullandıkları, Rom ve Lom isminin de atası olan en eski adlandırmadır (Kenrick, 2006:41).

Domlar, Ortadoğu’da başta Kürt, Türk, Arap, Fars ve diğer Ortadoğu halkıyla ve İslamiyet’le iç içe yaşamıştır. Her ne kadar göçebe olsalar da birlikte yaşadıkları ve ticaret yaptıkları bu halklarla da her zaman temas kurmuş ve çoğunluğu hakim din olan İslamiyeti benimsemişlerdir. Belli bölgelerde yine birlikte yaşadıkları halkın inaçlarından dolayı farklı dinsel inançları benimseyen gruplar da vardır. Bu bir şekilde “kendini koruma stratejisi”dir. Ve bütün topluluklarda olduğu gibi birlikte yaşadıkları hakim üst kimlikli halkın inanç ve kültürel özelliklerini almışlardır.

Ortadoğu’da Domlara özellikle; Nawar, Zott, Ghajar, Bareke, Beni Murra, Gaodari, Krismal, Qarabana, Karaçi, Abdal, Aşiret, Qurbet, Mıtrıb, Gewende, Poşa, Tanjirliyah, Haddadin, Haciye, Hadjiye, Arnavut, Halebi, Haramshe ve Kaoli gibi jenerik adlandırmalar verilmiştir.

Türkiye’de ise; Mıtrıp, Gewende, Aşık, Qareçi-Kareçi, Tuırkman[1], Türkmen, Abdal[2], Aşiret, Qurbet- Gurbet vb. isimlerle ya da Tilkici, Davulcu, Kalaycı, Kalburcu, Dişçi gibi yaptıkları meslek adları ile anılmaktadır. Her yörede farklı isimlerle anılmalarına rağmen, aynı yörede farklı zanaat alanlarına göre de isimler almışlardır.

Domlar göçebe yaşamlarında genellikle dişçilik, demircilik, elekçilik, sepetçilik, kalaycılık, avcılık, şifacılık, falcılık, müzisyenlik, tüfek yapımı, marangozluk ve küçük çaplı ticaretlerle uğraşmışlardır.

Domlar gıda üretmeyen, gıda üreten çiftçi- çoban topluluklara gıdalarına yönelik hizmet götüren zanaatkar topluluklardır. Müzisyenlik yapan gruplar ise genellikle eğlence müziği yani düğün ve sünnet müziklerini icraa ederler, bazı ülkelerde müzik eşliğinde dans eden Dom kadınlarının varlığı da bilinmektedir. Suriye’de ve Lübnan’da özellikle Haramshe ya da Hadjiye olarak adlandırılan Dom topluluklarının gece kulüplerinde müzisyen erkek ve dansçı kadınları hala çalışmaktadır ve Irak’ta ‘Kawila dansı’ olarak adlandırılan dans türünü icra eden Dom kadınları mevcuttur.[3]

Bazı bölgelerde “ağıtçılar” da vardır.

 

Zanaatlarını icra edebilmek için göçebe yaşamak zorunda olan Domlar, Türkiye’de özellikle 1975-80’lerde yerleşik yaşama geçmek zorunda kalmışlardır. Konaklama mekanlarının tarıma açılması, sulak alanların azalması, fabrikasyon ürünlerinin köylere açılmasıyla pazar alanlarının daralması ve yine bu dönemdeki darbelerden kaynaklı sokağa çıkış yasakları mobilite seviyeleri yüksek olan Domların güvenlikleri açısından çeşitli sorunlar ortaya çıkarmış ve bu dönemde yarı yerleşik bir yaşama başlamışlardır. Genellikle kent çeperlerinde yıkıntı evlerde, barakalarda, çadırlarda kış aylarında kalmış, baharın başlamasıyla zanaatlarını üretebilmek için göçebeliğe başlamışlardır. Bu dönemde zanaatlarını icra etmeye devam eden Domlar olmakla birlikte bunun yanında tarım işçiliği, mevsimlik diğer işler, çobanlık, hamallık, atık- hurda toplama vb. kentin görünmeyen emekleri kapsamında çeşitli işler yapmışlardır.

Domlar günümüzde hala kent çeperlerinde yaşamaktadır. Birçok yerde bu kent çeperleri, inşaatların genişlemesiyle şehrin içinde kalmış, gettolaşma sürecinde olan mahalleler haline gelmiştir. Bu mahalleler, genellikle belediye hizmetlerinin en az yapıldığı, temiz su erişiminin kısıtlı olduğu, güvenli ve temiz barınma hakkından yoksun olan yerlerdir. Yine bu mahalleler, yukarıdan aşağıya olan bu sistemde sistemin dışına itilmiş, güvensiz alanlarda yaşayan ve güvensiz işlerde çalışan bireyler, çocuk evlilikler, eğitim hakkına erişemeyen çocuk ve gençlerle doludur.

 

 

Günümüzde Domlar, temel haklarına erişimden yoksun kalmış madun, kesişimsel ayrımcılık ve çoklu dezavantajlılığı yaşayan topluluklardır. Genellikle barakalarda, çadırlarda, bakımsız evlerde kiracı, bodrumlarda, inşaat alanlarında veya senetli olan ve tapusu olmayan evlerde yaşayarak ‘Barınma Hakkı’ndan yoksunluk; zanaatlarının yok olmasıyla kentlerde görünmeyen emek kapsamında çalışmak zorunda kalarak ‘İstihdam Hakkı’ndan; özellikle mevsimlik işlerde çalışarak belli dönemlerde göçebe yaşam sürdürdükleri için devamsızlıklar, okul terkleri ve okullarda yaşadıkları ayrımcılık nedeniyle kapsayıcı eğitimden yoksun kalarak ‘Eğitim Hakkı’ndan; eğitimden yoksun kaldıkları için de Çocuk evliliklerle ‘Çocuk Haklarından; temiz suya ve temiz gıdaya erişimde yoksunluklarla en çok hak kaybına uğrayan topluluklardır.

 

[1] Türkmen anlamında Türkçe konuşan, kendilerine ayrıca Dom diyen ve Domari dilinin farklı bir diyalektiğini konuşan gruplardır. Bazı bölgelerde de Abdal toplulukları Türkmen ismini kullanmaktadırlar.

[2] Abdal toplulukları ile ilgili tartışmalar mevcuttur. Altınöz (2013:87), Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde ‘Abdal’ adını taşıyan grupların olduğunu, yaşam şekilleri ve meslekleri açısından Çingene topluluklarına benzediklerini ve dolayısıyla halk tarafından kendilerine Çingene denildiğini ama kendilerinin bu isnadı asla kabul etmediklerini belirtmektedir.

[3] Tarlan, K.V., ve Foggo, H. (2016). En Alttakiler: Suriyeli Dom Göçmenler. Kalkınma Atölyesi Derneği. Ankara.

 

KAYNAKÇA

Kenrick, D. (2006). Ganj’dan Thames’e Çingeneler. Tırnakçı, B. (Çev.), Homer kitabevi yayıncılık, İstanbul.

Marushiakova, E., ve Popov, V. (2016). Osmanlı İmparatorluğu’nda Çingeneler. Homerkitabevi. İstanbul

Tarlan, K.V., ve Foggo, H. (2016). En Alttakiler: Suriyeli Dom Göçmenler. Kalkınma Atölyesi Derneği. Ankara.

Tarlan, K.V. (2018). Bölgesel Bir Sosyal İçerme Strateji Önerisi: Türkiye, Lübnan, Ürdün. Kırkayak Kültür. Gaziantep

Yılgür, E. (2015). Tarihsel Perspektiften Peripatetik ve Avcı Toplayıcı Stratejilerin Geçişkenliği. Üsküdar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. İstanbul

Fotoğraflar: Kemal Vural Tarlan

https://www.amerikaninsesi.com/a/domlar-turkiye-icin-davetsiz-misafir-mi/2988470.html