Roman Direniş Gününü Anmak, Anlamak ve Anlamlandırmak…

Bugün, 1944’te, 6000’den fazla Roman ve Sinti’nin Auschwitz-Birkenau’da Nazi SS’lerine karşı ayaklanıp, onları kuzeydoğuya götürmek için gönderilen askerlerle savaşarak ‘Çingene kampının’ (zigeunlager) tasfiyesini geciktirdiği o akşamın yıldönümü (1)

16 Mayısı 1944’te Nazi rejiminin kölesi olarak yaşamaktansa özgürce ölmeyi yeğelen bu kahramanları, anmaktan ziyade Romani Godi ekibi olarak anlamaya çalışmayı düşündük ve sizin için bir derleme yazısı oluşturduk.

16 Mayıs akşamı SS komando birimi, Roman ve Sinti’yi konut bloklarını terk etmeye çağırdığında, dışarı çıkmayı reddeden, kapılara barikat kuran, iş aletlerini, kelepçeler, bıçaklar ve taşları silahlara dönüştüren Roman mahkumlarla karşılaştılar. (2)

Holokost sağ kurtulan kahramanlarımızdan biri olan Hugo Hollenreiner, o geceye dair SS birliklerine seslenişini hiç unutmadığını ve SS komutanlarının dışarı çıkın çağrısına şu sözlerle karşılık verdiğini söylemektedir. “Dışarı çıkmayacağız! Buraya gelin! Burada bekliyoruz! Bir şey istiyorsan içeri girmelisiniz!” SS birliğinin geri çekilmesini ve çatışmayın son bularak Birkenau’daki “Çingene Kampı’nın 2 Ağustos’a kadar hayatta kalmayı sürdüren bu isyan Roman mücadelesinde yaratılmış ilk sivil direnişlerden birini oluşturmaktadır. (3)

Holokost tanığı Mihai-Alexandru Ilioaia ise 16 Mayıs ruhuna karşı koyacak hiçbir yıkıcı gücün olmadığını insan haklarının ayaklar altında alındığı ve direnişin hayal bile edilemeyeceğini
1940’lı yıllarda, bir avuç Romanın toplama kampında gösterdiği mücadeleyi anlamak gerektiğini belirtmiştir.

Mihai-Alexandru Ilioaia 2016 yılında yaptığı söyleşi aşağıdaki gibidir.

16 Mayıs günü, karşı konulamayacak hiçbir yıkıcı gücün olmadığının hatırlatılması günüdür.1940’larda Avrupa, her şeyi kapsayan Nasyonal Sosyalist yönetim ve pek çok ülkenin zımni suç ortaklığı karşısında şaşkına döndü ve bu güce karşı direniş hayal bile edilmedi. Üstün ırkla birlikte yaşamaya layık görülmeyen gruplara yönelik gaddarca muameleyi meşrulaştıran ırk yasaları ve aleni yok etme stratejileriyle devletin hiyerarşisi haline geldi ve, yaşamın her alanını işgal eden, yaşamı sürdüren en temel unsurlara kadar bilgi üretim sistemleri yönlendirdi. Milyonlarca insanı ortadan kaldırma çabalarında etkili olduğunu kanıtlamaya çalışan bu korkunç rasyonel modele karşı ayaklanma en beklenmedik yerde ortaya çıktı, toplama kampında. 16 Mayıs 1944 gecesi, Auschwitz-Birkenau toplama kampında, kampın tüm Roman nüfusu, kendilerini koruma içgüdüsüyle, saldırganlara karşı ayaklandı 4. “16 majo, si te das amen godi ke naj kasave destrukcijakere sile save chi shaj te maren pe. Ande 1940 May 16th I Evropa nakadas e Nacionalno Socijalistikane zakonura thaj e na-phendi kolaboracija le themengiri kadale zakonenca, thaj e rezistencija na sas ni pe lengere sune. Le rasitichno zkonenca save del pe voja pal o namanushikano phiravipe le grupengo savo von gindin ke chi trebal te egzistun jek-ajekhe thaneste le superiorno rasasa, thaj le mudaripaski strategija, le themeski hierarhija das dzanipe, e themeskiri strategija produkuisaras dzanipe savo okupisardas svako kotor le egzistencijako dzi ko maj bazichno elemento savo inkerel o trajo. Numa e rezistencija vazdas pe ande momento kana knonik chi azukerdas, saj jekh defenziva pal kado monstrumo modelo savo trebal te sikavel ke si efektivno thaj efikasno ando mudaripe le manushengo. Racate ando 16 majo 1944 ko Auschwitz-Birkenau koncentracijako kampo/lagero e sasti romani populacija vazdas pe te bronin pengoro trajo. E vakeripena katar e svedokura save train sine ande barake save sas pashe dzi le Romenge phenen jekh paramis, e paramis pal o Pharrajimos thaj peskere viktimura save marde pe vash lengoro drajo dzi ko palutno momento 4. Mihai-Alexandru Ilioaia

Mihai-Alexandru Ilioaia, soykırımdan sağ kurtulan bir Roman

Bir başka görgü tanıdığı ise geçen yıllarda vefat eden Erzsébet Szenesné Brodt, Auschwitz’in Çingene Kampı’nın imhasının son görgü tanığı… 2012 yılında verdiği bir röportajda Roman kadın ve çocukların gaz odalarına sürüldüğünü gördüğünü, kamptan sağ çıkacağına dair kendine söz verdiğini ve bunları anlatmayı kendine görev bildiğini belirtiyor.

“Hayatta kalan herkesin böyle şeylerin bir daha asla olmaması için sorumluluğu var ve benim görevim herkese o toplama kampında ne olduğunu söylemek (5)”

Erzsike doğduğu Kaposvár’da Alman birliklerinin şehre gelmesinden kısa bir süre sonra tüm ailesiyle birlikte sınır dışı edildiğini, köle işçiliğine gönderilmiş babasından savaşın sonuna kadar yaşayıp yaşamadığına dair haber alamadığını belirtiyor. Almanların şehirlerine ilk geldiği günü “Damarlarımızda kanımız dondu: Almanlar gelmişti” diyerek anlatıyor. (5)

Sürgün günü Erzsi ve ailesi, onları Auschwitz’e kadar götüren kalabalık vagonlara bindiriliyor ve Erzsi, kampa vardıklarında duyduğu tek şeyi şöyle özetliyor ; ” Köpekler havlıyordu, girişte çizgili mahkûmlar bize bağırıyorlardı: ‘’Her şeyi vagonlarda bırakın, üzerinizde ne varsa yiyin, çocukları büyük kadınlara verin, el ele tutuşmayın 5.’’

Ági, Erzsike’nin on yaşındaki küçük kız kardeşiydi ve iş seçiminde anneleri, Ági’nin köle işçiliği için yeterince yaşta olmadığı için SS’lere karşı çıkarak Mengele’nin önünde el ele durduğunu belirtiyor. Annesi ve kardeşinin doğrudan SS’ler tarafından gaz odalara gönderilişini izleyen Erzsike bu olayı birkaç cümleyle şöyle özetliyor.

“Annem 41 yaşındaydı: Ági’nin elini tutmasaydı hayatta kalabilirdi 5 .’’

Erzsike, bu röportajda ailesinin başına gelenleri anlatmanın yanı sıra, 1944 yılında Auschwitz’in Çingene Kampında Romanlara neler yapıldığını da verdiği Röportajın satır aralarında özetliyor.
‘’Her Nazi SS askerlerinin bir köpeği vardı ve köpekler delirmişçesine havlıyordu. Köpeklerin önünde duran Romanlar çocuklarına ve ailelerine sarılıyordu. Bugün bile köpeklerin yanında geçemem (korkuyorum) 5.’’

Yaşananlarla hesaplaşma sürecinde anma önemli bir rol oynar ve anma uygulamaları geçmiş suçların uzlaştırılmasını, iyileşmesini ve tekrarlanmamasını sağlamaya yardımcı olur. Fakat anma tek başına yeterli değildir, verilen mücadeleleri anlamak ve anlamlandırmak gerekmektedir. Romani Godi ekibi olarak 16 Mayıs Roman direniş gününü anlamak ve anlamlandırarak insan haklarının geleceğini hak ihlallerinin hafızasını oluşturarak beslemeyi hedefliyoruz, böylece geçmiş ve gelecek arasında önemli bir bağlantı sağlanacak ve Romanlar hakkında bilinmeyenler ortaya çıkarılarak Roman mücadelesinin ilerleyişine katkıda bulunulacaktır.

Birçok acı çektiğinizi, kamplarda hatta sokaklarda insanların işkencelerine, nefretlerine maruz kaldığınızı biliyoruz ve sizleri saygıyla anıyoruz. Geçmişten bugüne değişim için verdiğiniz canlar, emekler için size minnettarız. Gösterdiğiniz bu kutlu direniş bizlere umut veriyor ve hala değişmesi gereken hak ihlallerini ise sizin ışığınızla, bizim azmimizle birleşiyor.
Bizler Türkiye’de yaşayan Roman ve Roman olmayanlardan oluşan bir grup arkadaşız. Türkiye’de geçmişten bugüne kadar yapılan Roman çalışmalarına yenilerini katmak, Roman kimlik mücadelemizi sürdürmek, dilimizi özgürce konuşmak, tarihimizi ve kültürümüzü yaşatmak üzere yola çıktık. Bu yolda sizden aldığımız direniş gücünü her zaman yaşatmaya ve kendi dilimiz ve kültürümüz için her zaman direnmeye devam edeceğiz. Yaşanan acıları ve kahramanca direnişleri saygıyla anıyoruz.

 

Sergen GÜL

KAYNAKLAR
1. www.travellerstimes.org.uk/features/may-16th-1944-day-sinti-romani-and-roma-resistance 16 Haziran 2022
2. 16 May 1944, a day to remember, https://www.coe.int/en/web/roma-and-travellers/-/16-may-1944-a-day-to remember#:~:text=On%202%20August%201944%2C%20the,to%20as%20Romani%20Resistance%20Day
3. We’re Not Coming Out!”: why the overlooked story of Romani Resistance Day still resonates in 2019 https://www.prospectmagazine.co.uk/politics/romani-resistance-day-nazis-fight-back-europe-roma 4. 16 May: Romani Resistance Day – https://romediafoundation.wordpress.com/2016/05/16/16-may-romani-resistance-day/
5. The story of a survivor- https://romediafoundation.wordpress.com/2012/10/19/the-story-of-a-survivor/

 

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.